|
|
|
ANNE BEN ASKERİM
- Savaş Sonrası 3
|
|
|
|
|
|
|
EYVAH ! YOKSA BİZİM SOKRAT’MI ? |
|
Anadolu bağrında Yüzyıllar boyu bir çok milletler yetirmiş, doyurmuş ve zenginleştirmiştir. 20. Yüzyılın başlarına kadar dostça, kardeşçe yaşayan milletlerden bazıları, dış mihrakların çirkin oyunlarına, maalesef alet olmaktan kendilerini alamamıştırlar. Bu milletler arasında 400 sene Osmanlı’ya her hususta itaat etmiş Rum’lar ve “milleti sadıka” olarak kabul edilen Ermeniler vardır. |
Özellikle İngiltere ve Fransa’nın namertçe yaptığı oyunlar sebebiyle bu milletler anadoluda Müslüman Türk kanını kendilerine mubah sayıp, türlü türlü işkencelerle öldürüp, anadoluda ki Türk uygarlığını silmeye çalışmışlardır. Hülasa’i kelam ; 1900’lü yılların başında Anadolu, kaynayan kazan olmuş ve binlerce Müslüman Türk, işkenceye uğratılıp öldürülmüş. Ermeniler 1915’ ve 1916 da bir çoğu sınır dışı edilmiş, Rumlarda 1922’ de sağ kalan Yunan askerleriyle beraber gemilere doluşup Vatanımızı terk etmişlerdir. |
Anadolu harıl harıl kaynarken, birde dört bir yanımızdan kudurmuş yedi düvel musallat olmuş ve sığınacakları Rab’lerinden başka hiçbir şeyleri olmayan gözü yaşlı Anadolu Anaları, sinelerine taş basarak bu zorluğa da katlanmışlardır.
Şimdi herkesin aklına herhalde şöyle bir soru geliyordur; 400, 500 sene beraber yaşadığımız |
|
insanlardan hiçmi merhamet sahibi, hiçmi, “bu vatan Türklerle bizim ortak toprağımızdır binaenaleyh, düşman kapıya dayandıysa beraber mücadele edeceğiz, beraber vuruşacağız” diyen bir gayri müslim çıkmadı mı? |
|
Evet çıktı, arkadan vurmadan bizlerle cephelerde çarpışan okadar az gayri Müslim vardıkı, bizlerde onları el üzerlerinde tuttuk. Çanakkale cephesinde de bu gerçek dostlardan vardı. Bunların en önemlisi şüphesiz tamamı Şehit olan 57. ALAY TABİBİ (doktoru) YÜZBAŞI DİMİTROYATİ’ dir. |
Bu ve bunun gibi Vatan kahramanlarından biride, Çanakkale’nin bir çok cephesinde çarpışan Rum asıllı makineli bölük komutanı YÜZBAŞI SOKRAT İNCESU’ DUR.
Sokrat İncesu, savaşın bütün dramlarına tanık oldu. Gözünün önünde binlerce Türk askeri şehit düştü. İncesu, yalnızca Çanakkale’de değil, pek çok cephede savaştı. Kirte cephesinde ( Seddülbahir cephesi ) yaralandı. Sahra hastanesine getirildiğinde, Kaymakam Ali Rıza Bey'in 'Vah yavrum, evladım Sokrat'ım. Seni de mi kaybettik' sesini duyar gibi oluyordu. Ancak 3 gün sonra gözlerini açtı.
CEPHEYE İNTİKAL EDEN MEHMETÇİK
|
Enver PAŞA |
Yüzbaşı Sokrat, Osmanlı ordusu içerisinde bilinen ve çok sevilen şahıstır. Genel kurmay başkanı ENVER PAŞA Çanakkale cephesini denetlemeye geldiğinde Yüzbaşı Sokrat’ın yaralandığını öğrendiğinde, üzüntüsünü ve heyecanını gizleyemeyerek “eyvah ! yoksa bizim Sokrat’mı” demiş ve derhal yatmış olduğu sargı yerini (sahra hastanesi) ziyaret etmiştir. Yüzbaşı Sokrat İncesu 1964'te "I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale-Arıburnu Hatıralarım" kitabını yayımladı. İncesu, kitaba şu cümlelerle başlıyor: |
"Kafkasya'da, Filistin'de, Arabistan çöllerinde ve nihayet dünyayı yenenlerin yenildiği yer olarak tarihe geçen Çanakkale'deki harplere iştirak etmiş, değerli silah arkadaşlarımla sevinçli ve elemli günler yaşamış bir Türk zabiti olarak, hatıralarımı bu minik eserimde toplayıp nazarlarınıza arz etmeyi zevkli bir vazife telakki etmekteyim." Ve şu çümleyle bitiriyor; "Çanakkale, Gelibolu, Kanlısırt, Arıburnu, Kitre, Seddülbahir ve I. Dünya Savaşı'na sahne olan Çanakkale harp sahalarını gezmek ve binlerce isimsiz vatan şehidinin yattığı bu mübarek toprakları ziyaret ederek ruhlarına bir Fatiha okumak her Türk'ün bir vecibesi ve yurt vazifesi olmalıdır."
Yüzbaşı Sokrat, soyadı kanunu ile İNCESU soyadını almıştır. |
|
KAYNAK : Mustafa KESKİN
|
|
|
|
|
|
|