ANNE BEN ASKERİM - Savaş Hatıraları
   
  Anasayfa
  Ziyaretci Defteri
  Bilinmesi Gerekenler
  Asker Siirleri
  Sehit Mektupları
  Atatürk
  Savaslar
  Anıtkabir
  Canakkale
  => Savaş Hazırlık
  => Savaşın Gidişatı 1
  => Savaşın Gidişatı 2
  => Savaşın Gidişatı 3
  => Yabancı Görüşler
  => Savaş Hatıraları
  => Savaş Sonrası 1
  => Savaş Sonrası 2
  => Savaş Sonrası 3
  => Savaş Sonrası 4
  Savas Aniları
  Videolar
  Ne Nedir?
  Son Dakika
  Site Ekle
  Webmaster (Sitene ekle)
  Asker Fıkraları

Açılış Sayfası Yapın Sık Kullanılanlara Ekleyin ZİYARETCİ DEFTERİ SayfayıÖner Image and video hosting by TinyPic






ÇANAKKALE HARBİNDE YEDEK SUBAY TEĞMEN MUSTAFA FEVZİ TAŞER'İN HATIRASI

Çanakkale ordusunun yabancı bir kumandan emrine verilmesini hiç tasvip etmiyordum. Gerçi Almanlar'la ittifak halindeydik aramızda bir kader birliği var diyordum!.. Fakat, Liman Sanders Paşa Türk askerinin muharebe kabiliyetini denemek veya düşmanlarımızın gözünü yıldırmak maksadıyla da olsa, bir şahsi şeref pahasına Türk ordusunu ucuza harcadı diy düşünürüm. İlk zamanlarda; Kerevizdere, Domuzdere, Kanlıdere gibi Seddülbahir Muharebelerinde Japonların harikirisini andırır şekilde ölüme koşturma gayreti vardı. Siper muharebeleri başlayıncaya kadar bütün Çanakkale zayiatının üçte ikisi verilmiştir. Daha sonra Enver Paşa ve diğer hükümet erkanının teşrif gezisi bu işi önledi

(cepheden cepheye-ürgapia Mustafa fevzi Taşerin hatıraları Kültür Bak. Yay)


******************************

VALİDECİĞİM!

Dört asker doğurmakla müftehir şanlı Türk annesi! Nasihat dolu mektubunu, Divrin Ovası gibi güzel, yeşillik bir ovacığın ortasından geçen derenin kenarındaki armut ağacının altında otururken aldım. Tabiatın yeşillikleri içinde mest olmuş rûhumu bir kat daha takviye etti. Okudum, tekrar okudum. Böyle mukaddes bir vazifede bulunduğumdan sevindim. İşte bu geçen dakikalar anında, hizmet eri gelip dedi ki: - Efendim, sütlü çayınız, buyurunuz, içiniz!.. - Mustafa, bu sütü nereden aldın? - Dere kenarındaki sürünün çobanından 10 paraya aldım. Vâlideciğim, 10 paraya 100 dirhem süt, hem de su katılmamış. Koyundan şimdi sağılmış, aldım ve içtim. Vâlideciğim, sen müteessir olma! Ben seni, evet seni mutlaka buralara getireceğim. Ve şu tabii manzarayı göstereceğim. O güzel çayırın koyu yeşil bir tarafında, çamaşır yıkayan askerlerim saf saf dizilmişler. Gayet güzel sesli biri ezan okuyordu. Ey Allahım! Bu ovada onun sesi ne kadar güzeldi. Bülbül bile sustu, ekinler bile hareketten kesildi, dere bile sesini çıkarmıyordu. Herkes, her şey, bütün mevcûdât, onu, o mukaddes sesi dinliyordu. Ezan bitti. O dereden ben de bir abdest aldım. Cemaat ile namazı kıldık. O güzel yeşil çayırların üzerine diz çöktüm. Ellerimi kaldırdım, "Ey benim Rabbim! Şu kahraman askerlerin bütün dilekleri; İsm-i celâlini İngilizlere ve Fransızlara tanıtmaktır. Sen bu şerefli dileği ihsan eyle ve huzurunda titreyerek, böyle güzel ve sakin bir yerde sana duâ eden biz askerlerin süngülerini keskin, düşmanlarını zaten kahrettin ya, bütün bütün mahveyle!.." Diyerek bir duâ ettim ve kalktım. Artık benim kadar mes'ut, benim kadar mesrûr bir kimse tasavvur edilemezdi. Vâlideciğim, çamaşır falan istemem, paralarım duruyor, Allah râzı olsun!..

Oğlun Hasan Ethem 4 Nisan 1331 (17 Nisan 1915)

***************************

ARAMIZDAN EN SON AYRILAN ÇANAKKALE ŞAVAŞI GAZİMİZİN BİR ANISI

1982 Tevellütlüyüm (doğumlu). Çanakkale'de üç sene bulundu. 27. alaydanı. İki sene seddülbaher ve Arıburnu'nda çarpıştım. Bir keresinde üç gün, üç gece süngü harbi yaptık düşmanla. Üç günün sonunda yedi kişi kaldık bizim bölükte! Sonra on ar er verdiler ve çavuş yaptılar bizi. Bir gün, Arıburnu'nda mevzilendik, düşmana durmadan ateş ediyoruz. Bir ara baktım tetiği çekiyorum ama tüfek patlamıyor! Tam da zamanında bizim bizim tüfek bozuldu herhalde, dedim kendi kendime. Bizim siperde bir arkadaş vardı, tüfekten iyi anlardı, ona seslendim; -Bak hele be arkadaş, benim tüfek bozuldu herhal ateş almıyor! Dedim.. O arkadaşım benden yana sööyle bir baktı; -Ne bozulmuşu be aretlik (arkadaş), senin tetiği çeken parmağın kopmuş! Dedi.. Meğer biz harbederken bir düşman kurşunu gelmiş, bizim parmağın yarısını almış götürmüş ortasından!..

**************************

MEHMET AKİF ERSOY'UN SAVAŞ HAKKINDA Kİ ÇARPICI AÇIKLAMALARI

Almanlar o zaman bizim müttefikimiz idi. Almanya ve avusturya- Maceristan imparatorluğunun yanında İngiliz ve Fransız kuvvetlerine karşı beraber harp ediyorduk. Almanlar; İngiliz ve Fransız Sömürgelerinden esir aldıkları müslümanları ikna edip kendileri lehine kullanmak için Türkiye'den bir heyet isteişti. Hükümette bizi Berlin'e bu iş için görevlendirmişti. Yolculuğu trenle yapıyorduk. Başka ülkelerden gelecek vagon veya marşandis beklememk için Viyana'da birkaç gün kaldık. Beni bir otele yerleştirdiler. Bir gece saat 24 civarında birden sokaklarda büyük bir şenlik başladı. Kilselerin çanları çalıyor, maytaplar atılıyor, meşaleler yakılıyor, insanlar sokaklarda müzik çalıp dans ediyordu. Ben de, bu gürültüyle uyandım ve gece kıyafetimle sokağa fırlayıp otelin karşısındaki bir pastaneden durumu öğrenmeye çalıştım. Bu bir zafer şenliği olamazdı. Çünkü Alman ve Avusturya ordularının durumu iyi değildi. Birçok yerde Rus – İngiliz ve Fransız birliklerine karşı yeniliyorlardı. Pastahaneciye; gece bu saatte şenliğin anlamını sordum. Görevli “sen duymadın mı, İngilizler bugün yüzyıllar sonra nihayet kutsal Kudüs'e girdiler!.. Kudüs'ü bugün Türkler'den kurtardılar!.. Kudüs kutsal haç'a kavuştu!.. İngilizler'in bu başarısını kutluyoruz.” dedi. Hayret ettim, hem İngilizlerle harp ediyorlardı ve hem de Türkler'i onlara karşı harbe sokmuşlardı. Yani Türkler de onlar için harp ediyordu ama bir yandanda düşmanları bildiğimiz İngilizler'in Türkler'e karşı kazandığı zaferi kutluyorlardı!.. ÇANAKKALE HARBİ İŞTE BUDUR

(Kaynak: Çanakkale şehitler mahşerine yolculuk rehberi / Salim Dağ)

*************************

ÇANAKKALE’DE KAÇ ALMAN SAVAŞTI ?

Osmanlı devleti özellikle 1850’li yılların sonlarına doğru yeniliklere ve Avrupalılaşmaya hız vermiş, özellikle Sultan 2.Abdülhamit Han döneminde meşrutiyetlerle, yıkılmadan, modern ve teknolojik gelişmelere ayak uydurmaya çalışmıştır.Yine aynı amaçlarla 1909 tarihinde Abdülhamit Han tahttan indirilerek yerine İttehat Terakki cemiyetince desteklenen, Sultan 5. Mehmet Reşat getirilmiştir.
  Osmanlı devleti başındaki insanlar, ağır yenilgiler alarak çok yıpranmış olan, Osmanlı ordusunun, modernizasyonu için dış desteklere ihtiyaç duymuşlardır.O tarihlerde donanmamızın modernizasyonu İngilizlere, kara kuvvetlerin modernizasyonunu da Almanlara vererek, güçlü ve düşmanları ile baş edebilen bir Osmanlı var etmeye çalışmışlardır.( oysa o tarihlerde kuzuları kurtlara teslim edildiğini, her fırsatta anlatmaya çalışanlar olmuştur, ama dinleyen nerde )
1. cihan harbinin patlak vermesiyle (“pekala bunu her kez biliyordu”) saflar meydana çıkmış, ve nihayet Osmanlı devleti Almanya ve Avusturya-Macaristan’la beraber, kurtlar sofrasına 1914 tarihinin Ekim ve Kasım aylarında resmen oturmuştur.
O tarihlere kadar donanmamızı idare eden İngilizler beklenen kahpeliği yapmış, parasını peşin vererek yaptırdığımız Yavuz ve Midilli isimli iki savaş gemimize el koyduklarını açıklamışlardır.


İNGİLİZLERDEN ALAMADIĞIMIZ GEMİLER YERİNE ALMANLARIN VERDİĞİ GEMİ GOBEN
( Kimi kaynaklara göre teslim töreni için İngiltere’ye giden Bahriyelilerimiz, gemilerden yaka paça dışarı çıkarılmıştır.)
Her gün yeni gelişmelerle dünya tarihinin değiştiği o aylarda, Almanlar bizlere her hususta tam destek vereceklerini açıklamışlardır.Kara kuvvetlerimiz başta olmak üzere, tüm ordularımızda hissedilir Alman askerleri üstünlüğü artık resmen baş göstermiştir.
Alman askerleri 1. dünya savaşında, hemen hemen tüm Osmanlı cephelerinde görev almışlardır.( Haremeyn olarak adlandırdığımız kutsal topraklar hariç, burada Fahrettin paşa gibi kudretli komutanlarımız vardı.Ancak İngiliz istihbarat subayı Aubrey HERBERK, Hicaz bölgesinde Alman asıllı subayların görev yaptığını kitabında iddia ediyor. )
  Çanakkale cephesinde ise, LİMAN VON SANDERS, VON DER GOLÇ VE WEBER PAŞA’LAR gibi, bir çok Alman cephelerde bulunmuşlardır. Ancak Alman askerlerinin tam sayıları kesin bilinmemektedir. Çanakkale’de çarpışmış bir Alman binbaşı olan CARL MÜHLMAN kendi yazmış olduğu eserde “Çanakkale’de yaklaşık 700 Alman askeri savaştı” diyor. Yerli yazarların yazdığı eserlerde ise, 70 kişiden 300 kişiye kadar rakamlar telaffuz ediliyor.
Çanakkale savaşlarında isimleri zikredilen Alman askerleri ki bunların başında LİMAN VON SANDERS gelir, yapmış oldukları icraatlar, haklı olarak eleştirilir. MUSTAFA KEMAL PAŞA, ENVER PAŞA VE AHMET FEVZİ Bey’le yapmış oldukları münazaralar sıkça Çanakkale yazılarında yer alır.
Nitekim bende Çanakkale’de yüz binlerce şehit vermemizde Alman idarecilerinde ihmali olduğunu düşünenlerdenim. Çanakkale savaşları esnasında kendilerini ölüme atarak cesaret göstermiş bir Alman askeri, okumuş olduğum hiçbir eserde karşıma çıkmadı.
Bizler Galiçya da onlar için can verdik,isimlerini bilmesekte Çanakkale’de azda olsa, can veren Alman askerleri olduğunu tahmin ediyoruz.
Bildiğimiz bir kişi var, oda HEMŞİRE MADAM ERİCA’ DIR.Kedisine şükranla ve saygıyla anıyoruz. Allah toprağını bol etsin.

KAYNAK : Mustafa KESKİN
   
Bugün 3 ziyaretçi (22 klik) burdaydı!
ordu haberleri ordu haberleri bilim haber habercinim saniyesindehaber memleketten haberler vin haber hamsi oyun kitaplarbul ayyildizhaber pirlanta kadin yemek tarifi fatsa haberleri moda ordu52haber cesurordu turkcehdfilm habertakimi Tarihi Bilgiler kuklahaber moda kirmizi moda armyoyun mehmetcik haber dizi film haberi futbolgazetesi fatsa son dakika enteresan haberler egitim haberleri newsteknotr ekonomi takip netde haber medyahabercilik ilksayfahaberleri sonsayfahaberleri askevlilik
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol